Faiz ve Kira Getirileri ile Tembelleşiyor muyuz?
Günümüzde, özellikle son dönemlerde görüştüğüm pek çok insan, girişim yapıp katma değer sağlamak yerine "elimdeki parayı bankaya koyup faizi yerim, yaşarım." ya da "evin kira getirisi zaten yeter bana diyor" oturduğu yerden para kazanma modellerini ciddi anlamda benimsemiş durumda. Peki bu hale neden geldik? Sadece pahalılık mı, yoksa şirketlerin ortaya koyduğu "güvensiz ortam" mı?
Aslında bu genlerimizde hikaye başlıyor. Genlerimizin aslında oldukça tembel olduğumuzu hepimiz biliyoruz. Ancak tembellikle birlikte son dönemlerdeki "tehlikeli" fırsatları araç olarak görüp kısa yoldan para kazanmaya yöneliyoruz. Mevcut yapıda çok normal bir durum olduğunu düşünsekte aslında değil. Sürekli bahsettiğimiz Z Kuşağının "Kısa yoldan para kazanma" mantığını X kuşağı ve bizim kuşak olan Y kuşağı işi "yattığımız yerden para kazanma" olarak algılıyor. Aslında bu böyle değil çünkü Z kuşağı az çalışarak doğru fırsatları kullanarak ve yeni fırsatları ortaya koyarak para kazanma derdinde olduğunu hiç kimse farkında değil. Şimdi bunları bir ele alalım:
Z Kuşağı, ilk olarak teknolojiyi hepimizden çok çok daha iyi kullanıyor. Her ne kadar bıdı bıdı etsekte onları bu işi iyi biliyor. İkincisi dünyalarında "Yapay Zeka" ve "IOT" denen teknolojiler yoğun anlamda kullanılabiliyor. Üçüncüsü "Kripto Para" dünyası onların yatırım kaynağı. Neredeyse çoğu bankalara güvenilmemesi gerektiğinin bu yaşta farkında. En önemlisi ise tüm gününü çalışmaya harcamaması gerektiğinin farkındalar.
Gelelim bizlere. Y kuşağı kısmen bu kuşağı yakalamaya çalışsa da aslında hala X kuşağının "Memur" düşüncesi ile yaşamaya devam ediyoruz. Neden? Çünkü öyle alıştırıldık. "İş kurma batarsın" ya da "İş kurmak senin neyine", "Otur bir yerde çalış emekli ol" vs. vs. bir sürü örnek verebilirim. Peki asıl kritik soru: Emekli olunca ne olacak? Emekli olunca hazırdan gelen para için yaklaşık 30 yıl çalışıyoruz. Dile kolay tam 30 yıl! Karşılığı ise Asgari ücretin altında verilecek bir maaş için. X kuşağı bunu düşünemeyecek kadar maalesef beyinleri ile kendileri iletişime geçememiş ve geçemiyor. Öteki yandan ise Y kuşağı yani bizlerin kafasında "Artık bu saatten sonra bankaya faize yatırırım parayı aksın dursun" Peki bu aksın dursun ne kadar süre gelecek emekli saatine kadar mı olduğunu düşünüyorsun? Ya da ekonomik krizde faizlerin düşmeyeceğini mi sanıyorsun? Aslında ekonomik krizde değiliz de neyse onu sonra konuşuruz!!
Peki bu hazıra konma ve hazırdan gelen para nereye kadar dayanacak diye düşünen maalesef yok değil mi? Sonsuz sürede yani "Artık bu saatten sonra faizler düşemez ülke batıyor ayakta kalmak için insanları bu şekilde tutuyor" düşüncesi yoğun oranda var. Sonucunda her kısa dönem kazanç hayalinde olduğu gibi sonuç "Hüsran" olacak.
Çünkü üretmiyoruz, geliştirmiyoruz, yetiştirmiyoruz, eğitmiyoruz. Teknoloji alanında 50 yaş üstündekiler hala işi "bırakmıyor". Kimlere gençlere! Para hırsından yaşadığı ülkeye fayda sağlayayım derdi, düşüncesi kalmamış. Tarım alanında üretmiyoruz neden çünkü hazır üretilmiş var ne diye uğraşayım gübresi ile, toprağı ile, yağmuru ile diyor. Eğitmiyoruz neden, özel okullarda kıyamet gibi hazır para geliyor, devlet okullarında yetersiz kadrodan öğretmenlerde bıkmış durumda. Yetiştirmiyoruz neden sanayide, teknolojide çömezleri yetiştirmiyoruz zanaat öğretmiyoruz, nasıl olsa hazırları var kullanacaklar diyoruz. Gün sonuna geldiğimizde ise o bir kuruş ekmeği elinde olmayanlar ise diyecekler ki "biz ne yaptık?" ama bunu söylediklerinde çok geç olacak.
Gençlere sesleniyorum. Dünya üzerinden en genç toplumlardan biriyiz. Aklınızı kullanın! zehir gibi zekalarınız var bunları ne büyüklerinizi dinleyerek, ne anne babalarınızın baskılarını dinleyerek köreltmeyin! Araştırın, öğrenin, okuyun, üretin. Hepimizin, çocuklarımızın, vatanın size ihtiyacı var!