Bandırma'dan yanan yeni umut Meşalesi tesadüf mü?

Bandırma'dan yanan yeni umut Meşalesi tesadüf mü?

ESİS başladığından beri arkadaşlarım sağolsun, toplantı ve etkinlikler oldukça konuşmaları bana bırakıyorlar. Benim için de biraz antrenman olmaya başlasa da, gençlerle bir araya geldiğimde ister istemez heyecanlanıyorum. Çünkü ben gençliğin enerjisi ile büyüdüm kendimi hala genç hissediyorum ve öyle de kalacağım. Ancak benim gençliğimin kaynağı tek liderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ten aldığım ışık ve ilhamdır. Bu bana verilen bir miras ve benimde diğer arkadaşlarım gibi görevim, çocuklarıma ve gençlerimize bu ışık ve ilhamı aktarmak tek amacımız.

Çok geveze olduğum ve direk deneyimlerimi mevki farketmeksizin bodoslama söylediğim için muhtemelen pek çok okul yada üniversite beni çağırmamıştır yada ben kendimi geri çekmiş olabilirim hiç itirazım yok hatta kendi öz eleştirimi bile yapabilirim burada korkaklığımdan dolayı. Lâkin sürpriz değişiklik üzerinden gelen bir davet aracılığı ile Bandırma On Yedi Üniversitesine ziyaret edene kadar hala biraz korkaklığım vardı.  Çünkü kitleye hitap konusunda sorunum yok ancak gençlere karşı yanlış birşeyler ifade etme ve kötü izlenim bırakma korkusu içimde bir olumsuz etki olarak kalıyor maalesef. 

Gelelim etkinlik sürecine. Açıkçası dernek üzerinden gelen bir geri dönüşe istinaden ufak bir feedback vererek çıktığımız bu macerada, hemen Bandırma On Yedi Eylül Üniversitesi-Yönetim Bilişim Sistemleri Topluluğundan arkadaşlar ivedi şekilde geri dönüş yaptılar. Başka konuşmacıların son dakika etkinliğe gelemeyeceğini öğrendikten sonra, gençlik damarım ortaya çıkınca gençleri yalnız bırakmamak gerekiyor diye düşünerek destek olabilir miyiz diye görüşmeler yaptık. Arkadaşlarla güzel fikir alış verişlerinden sonra "Espor ve Siber Güvenlik" alanları ile ilgili konuşmaya karar kıldık. Hemen ardından arkadaşlar 27 Mayıs tarihinde gerçekleşecek organizasyon için geliş saatlerimizi sordular ki feribot biletlerini alalım diye dönüş yaptılar. Bende "eğer okul karşılayacak ise birlikte planlayabiliriz" şeklinde bilgi paylaştıktan sonra arkadaşlarımız "biz öğrenciler karşılayacağız" dedikten sonra kafamdan kaynar sular döküldü. ( Dekana yazılı mesajımdır orada kalabalıktı laf söylemek istemedim ama en kısa zamanda geldiğimde bunu yüzünüze ileteceğim haberin olsun) Arkadaşlara tek cevabım "hayır ben saat söylemiyorum kendim gelirim ama öğlen vakti orda olurum dedim" çok sinirlenmiştim. Çünkü bu tarz organizasyonlarda zaten gençler deneyimli insanlarla tanışmak için bir sürü uğraş ve emek veriyorken, bu tarz şeylerin okul tarafından bütçelenmesi gerekiyor bu yıllardır her zaman böyle olmuştur. Ama öğrenciler karşılıyorsa koyarım benzini gelirim dedim ve yola çıktık. Yaklaşık 2 saat 30 dakika ( 2.5 saat la işte niye uzatıyom:) ) keyifli ve heyecanlı bir yolculuktan sonra okula vardık. Hep gıpta ile bakmışımdır 11 sene Üniversiteyi Açıköğretimden okuyup fakülte yüzü görmeden mezun olunca içimde güzel bir kampüs heyecanı hep var olacak. Okulda gençler beklemediğim şekilde heyecanlı bir şekilde karşıladılar. Kongre merkezini bulduktan sonra hemen kapılarda gençler karşıladı, değerli öğretmenlerimiz de bizleri karşıladılar. Atmosfere girince ekstra bir gençleştiğimi hissettiğimi söylemem gerek. Çünkü sonuçta Üniversite ve bir ukte var içimde doğal olarak gidemediğim ve o ortamda bulunamadığım için ama olsun sıkıntı yok :)

 

Hemen apar topar yemek ikramları oldu çok çok sağolsunlar, öğretmenlerimizle sohbetimize istinaden gerçekten katma değer sağlamak için uğraşan, alternatifleri deneyen öğretmenlerimiz olduğu için ayrıca çok mutlu olduğumu itiraf etmem gerek. Okulla ilgili detaylı bilgi paylaştıktan sonra dekanın yanına götürdüler bizleri tanıştırmaya. Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm ofisinden konuşmacı arkadaşlarla orda da kısa da olsa sohbet etme imkanı bulduk. Ancak dekan konuşmaya başlayıp "Espor Merkezimiz var gençlerimize değer katmak için kurduk ancak ilgi görmedi" cümlesinden sonra araya girip gerekli cevabı vermek zorunda kaldım. Çünkü gerçek öyle olmadığını biliyordum. Hatta Dekan bana "siz daha önce geldiniz sanırım yüzünüz hiç yabancı gelmiyor" dedi. Benim de cevabım "Evet kara listede bir kişiliğe sahibim pek çok yerde görmüş olabilirsiniz ancak geçtiğimiz yıllarda okulunuza gelmek isterken gereksiz bir kişi olan Yasin Nuri Çakırı buraya aldığınız için ben gelememiştim" dedim. Ayrıca "Espor alanı ile ilgili de hiç bahsettiğiniz gibi durum değil evet birşeyler yaptınız 1, 0'dan büyüktür ancak çocuklara değer katacak birşeyler yaptığınızı son 2-3 yıldır görmüyoruz haberlerimiz var" cevabından sonra dekanın sessizliği gerekli cevabın yettiğini gösterdiğini düşünüyorum :) Çünkü gerçek maliyetleri kısmak için Espor merkezini kapatmayı planladığı ve gençlerin birşeyler yapmak isterken orayı kullandırmamaya kadar giden saçmalıkların olduğunu biliyorum. Umarım bu yazdıklarımı okul yönetimi okur da artık sadece kendileri değil tüm Türkiye'nin yakın temas takip edildiğini ve davranışlara dikkat etmeleri gerektiğini farkederler. Çünkü artık gerekli değişimi gençlerle başlatıyor olacağız. Değişimden kaçamayacaksınız dedezorlar :)

Etkinlikte gençlerimiz muazzam şekilde hazırlanmışlar, okadar sınırlı imkanla yaptıkları faaliyetler, takım çalışması, birbirlerine destek olmaları, enerjileri, güler yüzleri, sempatileri, özellikle yaşlandığımı hissettirmemeleri beni bambaşka şekilde motive etti. Büyükşehirler ve büyük görünen üniversite bozmalarından çok çok daha güzel bir organizasyon yapıldığını itiraf edeceğim kimse kusura bakmasın. Çünkü meraklı gözler, bilgi almak isteyen beyinler o kadar açık ve net belli ediyor ki kendini, konferans salonu nerdeyse full doldu diyebilirim (tahminim 150 kişilik falan diye düşünüyorum sormadım yalan yok) Organizasyon başladı Melike Hanımlar ve Ramazan Beyler Yapay Zeka konusunda gerçekten çok orjinal bilgiler verdiler. Bir süredir Yapay Zeka ile ilgili zırvalayan tonlarca adam dinledim. Ama özellikle Ramazan Beyin konuya ciddi teknik anlatımla gençleri yakalaması ile birlikte beni de yakalamış oldu. Bilim insanı olarak gerçekten çok başarılı işler yapacağından şüphem yok. Arkadaşların konuşmaları bittikten sonra kısa bir networing arası verildi. Gençler beni sırada bekletmemek için çekmeye çalışsalar da ben sırada olmak istediğimi söyledim. Ancak ne bileyim o beklediğim sıranın pide sırası olduğunu ben sadece kahve istiyordum :))) Neyse stand açan yerlere şöyle bir baktım Ticaret odası haricinde diğerleri keyifli ve heyecanlı olduklarını söyleyebilirim. Ancak Ticaret Odası sanki oraya zorla getirilmiş gibi suratsız ve somurtkan duruşları ile benim elektriğimi azaltmaya çalışsalarda çok dikkate almadım :) Gençler hemen bizi yakalayıp gıybet sohbetlerine başladık. Biraz orda heyecanım azaldı gibi olsa da, ara bittikten sonra sevgili kardeşim ve üstadım Mustafa Özdemir ile sahne sırası bize geldiğinde ellerim titremeye başladı. Mustafa şok oldu, direk bana "abi sen şaka yapıyorsun değil mi, bu kadar tecrübeli adamsın heyecanlanmış olamazsın değil mi?" sorusunu sormasıyla ellerimi göstermem bir oldu. Çünkü ne yapayım az önce de söyledim; yaşlılara veya makamlarda oturan vasıfsızlara bodoslama söylerim herşeyi heyecanlanmam ama gençler olduğunda acaba bir pot kırar mıyım yanlış birşey söylermiyim yada söyleyeceklerimi unutur muyum düşüncesi ile heyecanlanmıştım. Ta ki sahneye çıkana kadar, gençlerin meraklı bakışları benim heyecanımı dindirdi aldım sazı elime hem çaldım hem söyledim (tabi umarım beğenmişlerdir, hala pot kırdım diye endişelerim var çünkü) biraz dedikodular, biraz gerçekler, biraz özeleştiriler derken 1 saat nasıl geçti anlamadım. Bana kalsa belki 3 saat daha konuşurum. Sesim rahatsızlığımdan dolayı kötü olmasına rağmen baya döktürmüşüm farkında değilim :) Gençlerin biraz çekindiğini farkettim yani soru sormaktan çekindiler ama sunum bittikten sonraya saklamış meğer arkadaşlar çullandılar sahneye :)

Elimden geldiği kadar tüm soruları yanıtlamaya çalıştım. Ancak gençlerin korkuları olduğunu farkettim. Gerek ailevi, gerek istihdam, gerek girişimcilik risklerini alamamaları gibi pek çok stresle karşı karşıyalar. Hatta bazı arkadaşlar mezun olmak üzere daha hangi alanda ilerleyeceklerini bile karar verememiş arkadaşlarımız vardı. İyi yaptığımı düşünüyorum girişimci olmaları için elimden geldiği kadar empoze etmeye çalıştım. Çünkü artık gelecek girişimcilikte beyaz yada mavi yakada değil. Zaten bazı arkadaşlarda farkettim Espor sektöründe bu kadar farklı sektörlere dokunma olduğunu bilmiyorlardı, öğrendikten sonra çakralar çalışmaya başladı. Gençlerin soruları bol bol fotoğraf çektirmeleri beni inanılmaz mutlu etti. 

Günün sonunda arkadaşlar ısrarla yemek ısmarladılar bizlere ama çok mahçup olduk. Günün sonunda arkadaşlar da çok yorgundular ama bence değmiştir diye düşünüyorum. Çünkü onların gelecekleri çok çok parlak. O gün enteresan şekilde içimde yeniden bir umut meşalesini alevlendirdiler. Çünkü Mustafa Kemal Atatürk'ün Samsun'a ülkemizi kurtarmak istediği zamanda bindiği geminin adı Bandırma idi. Bu gençlerde Bandırmada bu meşalenin tekrardan alevlendiğini hissettim. Gençler ne kadar olumsuz süreçler karşılarında da olsa pes etmeyeceklerini bizlere gösterdiler, kanıtladılar. Varlıkları ile, enerjileri ile bizden sonra bayrağı emin ellerde teslim alacaklarını ve mücadeleden vazgeçmeyeceklerini gösterdiler. O kadar gururlandım ve mutlu oldum ki bu ateş burada parladı ise, kimbilir diğer şehirlerimizde ne cevherler var. Kimisi yanan meşale olacak kimisi de parlayan yıldızlar olup yol gösterecekler. 

Gençler gelecek sizlere emanet, önce kendinize sonra vatanınıza emanet olun. 

ÖNCEKİ
SONRAKİ
TALEP FORMU
Burak
Akmeşe
Markanızı Düşünen Çözümler

Burak Akmeşe
Bana ulaşın.